GAGİAD’ın düzenlediği “Tekstil Sektöründe Pandemi Dönemi ve Karar Matriksli Hedef Pazar Tespiti” konulu video konferansta, tekstil sektörünün son yıllardaki dış ticaret gelişiminin değerlendirmesi yapılarak, pandemi sürecinde hedef pazar tespitinin yeni normalde nasıl revize edilmesi gerektiğine değinildi.

Gaziantep Genç İşadamları Derneği (GAGİAD) pandemi nedeniyle online olarak düzenlediği eğitimlerinde bu kez, Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ikinci önemli kategorisini oluşturan Tekstil ve Hammaddeleri sektörünü mercek altına aldı. Gers Danışmanlık Kurucu Ortağı Selçuk Şağban ve Gers Danışmanlık Eğitim ve Gelişim Ortağı Gökhan Erol ‘un konuşmacı olarak katıldığı programın açılışını GAGİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Akcan yaptı.

Akcan; “Tekstil ve hazır giyim sektöründe inovasyon ve dijital dönüşüm çok önemli bir hale geldi.  Covid-19’un E-Ticaret ve dijitalleşmeye geçiş üzerindeki hızlandırıcı etkisi göz önüne alındığında Türkiye’nin yeni teknolojilere adaptasyonun nasıl olacağını, yeni normaldeki fırsatlara yönelik nasıl bir işbirliğine gideceği önemli konular arasındaki yerini alıyor. Pandemi sürecinde tekstilin ihracatta büyük sıçramayı yapan, üretimde hız kesmeyen bir sektör olduğunu gördük. Bundan dolayı, sürdürülebilir üretimi güçlendirme konusu üzerinde durmalı ve ülkenin en büyük 2. ihracatçı sektörü olan tekstilde, firmalar kendilerini yeni uygulamalara adapte etmelidir. Bu kapsamda bugün burada konuşacağımız “Tekstil Sektöründe Pandemi Dönemi ve Karar Matriksli Hedef Pazar Tespiti” webinarını çok yararlı buluyorum” dedi.

Gers Danışmanlık Kurucu Ortağı Selçuk Şağban; “Tekstil ve hammaddeleri sektörü ithalatımızın yaklaşık üçte biri pamuklu ürünlerde yapılmaktadır. Bu ithalatın büyük bir kısmını ise ham pamuk oluşturmaktadır. Bu nedenle, pamuk fiyatlarında yaşanan değişimler, sektör ithalatına doğrudan yansımaktadır. Tekstil ve hazır giyim sanayinin üretim, istihdam ve ihracat bakımından ekonomimizdeki ağırlığı dikkate alındığında, bu sektöre girdi temin eden yan sanayinin de önemi ortaya çıkmaktadır. Bir hazır giyim ürününde kullanılan tüm yan sanayi ürünlerinin, o üründe yarattığı katma değerin yaklaşık %10 oranında olduğu kabul edilmektedir. Güçlü bir tekstil ve hazır giyim yan sanayi, tekstil ve hazır giyim sanayinin de entegrasyonu açısından son derece önemlidir. Bu malzemelerin yerli sanayi tarafından karşılanması, hem daha fazla katma değer yaratılması hem de tekstil ve hazır giyim sanayinin zamanında üretim ve zamanında teslimat süreçlerini olumlu yönde etkilemesi bakımından önem arz etmektedir” ifadelerine yer verdi.

Gökhan Erol ise; “Avrupa Birliği’nin (AB) 2020 yılındaki iplik ithalatı, değer bazında %19,6 oranında azalarak 7,3 milyar Euro, miktar bazında ise %9,3 oranında azalarak 1,9 milyon ton değerinde gerçekleşmiştir. AB, iplik ithalatının %56,5’i olan 4,1 milyar Euro’yu birlik içinden, %43,5’i olan 3,2 milyar Euro’yu ise birlik dışından gerçekleştirmektedir. Türkiye ise %20,3 oranındaki payı ile AB’nin en büyük ikinci iplik tedarikçisi olma konumunu sürdürmektedir. AB’nin, Türkiye’den 2020 yılında gerçekleştirdiği iplik ithalatı, değer bazında %19,9 azalarak 645 milyon Euro, miktar bazında ise %15,8 oranında azalarak 222 bin ton değerinde gerçekleşmiştir. Uluslararası ticaret içerisinde tekstil üretimi Sanayi Devrimi’nden bu yana önemli bir segment olarak karşımıza çıkmaktadır. Tekstil sektörünün dünya ticaretine bakıldığında ihracatta ön plana çıkan ülkeler Çin, ABD, Hindistan Almanya ve İtalya’dır. Türkiye’nin tekstil ihracatı, 2019 yılında bir önceki yıla göre %4,6 oranında azalarak 9,8 milyar dolar seviyesine gerilerken, 7’nci sıradaki yerini korumuştur. İthalatta ön plana çıkan ülkelerse ABD, Çin, Vietnam ve Almanya’dır. Dünya tekstil ithalatçıları arasında Türkiye’nin tekstil ithalatı, 2019 yılında bir önceki yıla göre %0,5 oranında azalarak 8,7 milyar dolar seviyesine gerilerken, 7’nci sıradaki yerini korumuştur” şeklinde konuştu.